Terimler Sözlüğü

Abanmak: Çullanmak.
Abece: Alfabe.
Açkı: Cila.
Adgır: Eski Türkçede aygır.
Ağbulut: Yağmur getiren bulut.
Ahilik: Esnaf teşkilatı.
Air Astana (Эйр Астана): Merkezi Kazakistan'nın başkenti Astana'da olan havayolu şirketi.
Alarmak: Pembeleşmek.
Almalık (Olmaliq): Özbekistan'da bir şehir. Elmalıktan gelir.
Alp: Askeri bir unvan. Yiğit, kahraman, bahadır, cesur anlamına gelir.
Alpagu: Savaşçı.
Altıev: Mangala.
Akbaş: Köpek türü, papatya, deniz kazı (bemicla).  
Ak Budun: Yönetici tabaka.
Aksakallar Keneşi: Türk Keneşinin danışma organıdır.
Altayistik: Altay dilleri bilimi. Türkçe, Moğolca, Mançuca, Korece ve Japoncayı karşılaştırmalı olarak inceler. Macarcanın da aslında Uralik olmayıp, Altayik olduğu iddia edilmektedir. Buna göre Macarların Uralik olduğu tezi Alman antropologları, Rus Komünistleri ve Macar Katolik Klisesi tarafından Macarlar Müslüman Türkler ile birlik olmasın diye yayılmaktadır.
Ama Terasu: Shinto inancına göre Güneş Tanrıçası.
Anlam Bilimi: Semantik, ilmi maânî.
Anumı: Cüzzam (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Aparmaq: Götürmek (Azerbaycan Oğuzcası).
Atasağun: Hekim.
At Ata Ur: Eski Türkçede Tatar.
Atom Bombası Kataraktı: Hiroşima ve Nagazaki saldırılarında patlamalar 1000 tane Güneş'ten daha parlaktı. Kurbanların göz bebekleri merkeze doğru saydamlaştı. Buna atom bombası kataraktı ismi verildi.

AHY: Azerbaycan Hava Yolları (Azərbaycan Hava Yolları).
Babıali: Osmanlı Devleti döneminde sadrazam sarayına verilen isimdir.
Baduk (바둑): Go oyununa Kore'de verilen isim.    
Bakırsokum: Mars.
Bakü (Bakı): Azerbaycan'ın başkentidir.


Balbal: Türklerde ölen kahramanların mezarının başına dikilen mezar taşı, öldürdükleri düşman sayısını da belirtir küçük heykelcikler.
Balık: Şehir.
Balk: Çamur.
Bayak: Demin, az önce. Divan-ı Lügat’it-Türk’te baya.
Bayımak (Bayumak): Zengin olmak.
Belgü: İşaret.
Belik: İşaret.
Biçim Bilimi: Morfoloji, ilmi sarf.    
Bilge Atung Ukuk:  Tarih biliminin kurucusu. Bilinen ilk tarihçi. Doğumdan Önce 572-535 yılları arasında yaşamıştır.
Bocagi:
Bozarmak: Grileşmek.
Bozkurt Partisi: 1992 yılında Azerbaycan'da Hamidov tarafından kurulan Türkçü-Turancı parti.
Böri: Kurt.
Börü Budun: Türklerin ilk gizli teşkilatı olduğu kabul edilir. Daha çok bir internet fenomenidir. Tonyukuk tarafından İlteriş'in emriyle kurulduğu ileri sürülmektedir.
Bilig: Bilgi.
Böke: Böke: Askeri bir unvan.  Savaşçı, güreşçi anlamına gelir.
Budun Bilimi: Etnoloji.
Bukuk: Guatr hastalığı (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Bulancak: Bulanık.
Burhan: Moğolcada Tanrı.
Burhancılık: 20. yüzyılda Altay bölgesinde ortaya çıkan dinsel ayaklanma.
Buyruk: Emir.
Buyurmak: Emretmek.
Çağşak: Kurutulmuş meyve (Derleme sözlüğü).
Çakrak: Kel.
Çalarmak: Grileşmek.
Çaşdırmaq: Şaşırtmak (Azerbaycan Oğuzcası).
Çeçek: Çiçek hastalığı (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Çektürmek: Kan aldırmak (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Çekük: Tarla kuşu. Alauda arvensis.
Çetük: Kedi.
Çığır: Karda yürüyerek açılan yol. Eski Türkçedeki "çağır"dan gelmektedir.
Çimmek: Yıkanmak.
Çolpan: Venüs.
Dağarcık: Torba. "Tağar"dan gelir.
De Facto: Fiilen.
De Jure: Hükmen, hukuken.
Demir Kazık: Kutup Yıldızı.
Devlet: Bir hükümete ve ortak kanunlara bağlı teşkilatlı millet.
Dil Bilimi: Dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından genel veya karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim. Lengüistik, lisaniyat.
Dil Felsefesi: Dilin özü, anlamı, kökeni ve yapısı  felsefî açıdan sorgulayan felsefe dalı.
Doğum: Milat.
Dokuz Kumalak: Mangala (Kazakistan Kıpçakçası).
Doymamış pazar: Henüz, firmalar tarafından tamamı ele geçirilmemiş pazar.
Eduskunta: Finlandiya'nın parlamentosu. Tek meclislidir, 200 üyesi vardır.
El: Yurt.
Elit: Büyük miktarda sermayeyi veya iktidarı elinde tutan küçük bir insan grubudur.
Em: Eski Uygurcada ilaç.
Emçi: Eczacı, hekim.
Emeç: Hedef.
Emlemek: Tedavi etmek.
Er Başı: Komutan.
Erendiz: Jüpiter.
Erkin: Özgür.
Ersek (Örsek): Nemfomanyak. Er+se+k.
Eson Korgool: Mangala (Moğolca).
Esrimek: Sarhoş olmak.
Estonian Air: Estonya'nın milli havayolu şirketidir.
Evcik: Mangala.
Əyləc: Fren (Azerbaycan Oğuzcası).
Eylemek: Etmek, bekletmek. “Geçti dost kervanı eyleme beni” Pir Sultan Abdal.
Fergana Vadisi (Farg‘ona vodiysi): Batı Türkistan'da yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 900 metredir.


Finnair: Finlandiya Hava Yolları.
Gence: Azerbaycan'ın ikinci büyük şehri. Nüfusu 323 bindir, Sumgayıt ile hemen hemen aynıdır.


Geneş (Kengeş): Konsey.
Geneşmek: Danışmak.
Gezer: Havuç.
Girne: Kıbrıs’ta bir liman şehri.
Göğermek: Yeşermek, mavileşmek.
Gömeç: Ekmek kızartması.
Gönü: Olgun.
Gösterge Bilimi: Semiyotik.
Göymek: Yanmak.
Göynük: Yanık.
Gözgü: Ayna.
Gözyaşı Yolu: 1830 Kızılderili Tehcir Yasası sonrası Kızılderililerin sürgün edilmeleri. Çeroki dilinde Nunna daul Tsuny.
GSMH: Gayri Safi Millî Hâsıla. Bir ülke vatandaşlarının verilen bir yıl için ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin değerinin toplamıdır.
GSYİH: Gayri safi yurtiçi hâsıla. Bir ülke sınırları içerisinde belli birzaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir.
Gulan: Dişi Tay.
Gulaş (Gulyás): Etli, salçalı bir Macar yemeği. Kökeninin Türkçe olduğu iddia edilmektedir.
Gütmek: Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek.
Güvey: Damat. Küdmekten (gütmek) gelir.
Hanbok (한복): Geleneksel Kore giysisi.
Hangay Dağları: Moğolistan'ın orta kesimindeki dağ sırası.
Harhorin (Хархорин): Moğolistan'ın Övörhangay eyaletindedir. Orhun Abidelerinin de bulunduğu Orhun Vadisinde yer alır.
Hibakuşa: Japonca ışın yiyen adam demektir. Atom bombalarının patladığı anda Hiroşima ve Nagazaki kentlerinde bulunup hayatta kalanlara verilen isim.
Hiroşima: Japonya'nın Çugoku bölgesinde bulunur. Dünya tarihine nükleer saldırıya maruz kalan ilk şehir. ABD hükümeti ise atom bombasının kurbanları için şimdiye dek özür dilemedi.
Höyük: Bir yerleşme ya da mezar kalıntısının üzerinde oluşmuş yassı yapay, toprak tepe.
Idug-At Ögüz: Eski Türkçede Ceyhun. Orta Asya'nın en uzun ırmağı. Güney Pamir'de doğar, Aral Gölüne dökülür.
Irak: Uzak.
Isıtma: Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, ateş. Uygurcada “işitme”.
İçlik: Astar. “Onuň paltosy sandan galyp, telim ýerinden içligi görnüp dur.”
İkebana (生け花): Japon çiçek süsleme sanatı.
İkin Eris: Eski Türkçe'de Aral Gölü. Batı Türkistan'da yer alır.
İlersük: Uçkur (Divan-ı Lügat’it-Türk). Uçkur da Türkçedir.
İlhan: Hükümdar.
İlteriş: İdari bir unvan. İli derleyip, toplayan anlamına gelir. Köl Tigin, Bilge Kagan, Tunyukuk, Köl İç Çor, Ongin ve Çoyrens yazıtlarında geçer.
İsen Buga: Timur'un generallerinden biri. Fil müfrezelerinin komutanı. Ankara Savaşında karargahını bugünkü Esenboğa civarında kurdu.
İssilik (isilik): Sıtma.
İy: Koku (Azerbaycan Oğuzcası).
İylənmək: Kokmak (Azerbaycan Oğuzcası).
JAL: Japan Airlines Corporation (株式会社日本航空).
Jeopolitik: Siyasi coğrafya'nın devletlere sağladığı avantaj ve dezavantajları inceleyen bilim dalı.
Kam: Din adamı.
Kakuro (カックロ): Ka kurosu. Bir diyagramdaki kutuların 1'den 9'a kadar rakamlarla doldurulması esasına dayanan bir oyun.
Kalevala: Finlerin ulusal epik destanı. Kaleva'nın diyarı anlamına gelir. 22795 mısradan oluşur.
Kalevipoeg: Estonların ulusal destanı. Yaklaşık 19.087 mısradan oluşur.
Kamikaze (神風): Japon intihar uçağı.
Kan Basıncı: Tansiyon.
Kanji (日本における漢字): Çince yazı karakterlerine Japoncada verilen isim.
Karabalgasun: Uygur devleti başkenti.
Kara budun: Halk kitlesi.
Karakurum: Uygur ve Moğol Devletlerinin başkenti.
Kociki: En eski Japonca metin olduğu kabul edilir. 712 yılından kalmadır.
Kargu (Karguy): Dağ tepelerine minare biçiminde yapılan yapı; düşman geldiğinde herkesin hazır bulunması için üzerinde ateş yakılır.
Kaşgar: Doğu Türkistan’da bir vaha şehri. Tanrı Dağlarının eteklerinde yer alır.
Kaşgaylar: Güneydoğu İran'da yaşayan bir Türk halkı.
Katana: Japon Samuraylarının kullandığı kıvrık kılıç.
Katun: Hükümdar eşi.
Kela: Kansaneläkelaitos Finlandiya Sosyal Güvenlik Kurumu.
Kem: Hastalık.
Kemlemek: Hastalanmak (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Kemlenmek: Hastalanmak (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Keneş (Kengeş): Konsey.
Keñistik: Kazakça'da uzay.
Kırgızistan Havayolları (Кыргызстан Аба Жолдору): Kırgızistan'da havayolu şirketi.
Kimono (着物 -(きもの): Japon geleneksel giysisi.


Kirşan: Pudra.
Kirşen: Pudra. (Divan-ı Lügat’it-Türk).
Kolağası: Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile binbaşı arasında yer alan rütbe.
Kolbaşı: Komutan.
Konur: Esmer, açık kestane renginde olan (TDK Güncel Türkçe Sözlük).
Korean Air (대한항공): Güney Kore'nin Asiana Airlines şirketinin yanında en büyük havayolu şirketidir.
Koşun: Yan yana durmuş asker dizisi, saf (TDK Güncel Türkçe Sözlük).
Köken Bilimi: Etimoloji.
Kömək: Yardım (Azerbaycan Oğuzcası).
Kömək etmək: Yardım etmek (Azerbaycan Oğuzcası).
Köni: İdari bir unvan. Doğruluk, dürüstlük anlamına gelir.
Kumuk Kıpçakçası (Къумукъ тили): Dağıstan'ın resmi dilidir. 280 bin Türk tarafından konuşulmaktadır.
Kuramcı: Teorisyen.
Kuraş: Özbekistan Uygurcasında güreş anlamına gelir. Özbekistan halkının geleneksel güreş türüdür. Özbek güreşi de denir.
Kurgan : Mezar, tümülüs.
Kutan: Saka (kuş).
Kuz: Soğuk, karanlık yer.
Kümbet: Kubbe.
Küremek: Toprağı kazmak. Divan-ı Lügat'it-Türk'te "kürimek".
Kürsü: Tuğranın metin kısmı.
Külgü: Kalp durması (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Külüg: Şanlı.
Lolan Güzeli: Doğumdan Önce 2000 yılından kalan mumya. Urumçi'de teşhir edilmektedir.


Maamme: Finlandiya'nın milli marşı.
Macaristan Turan Federasyonu: 1920'de dokuz Turancı Cemiyet ve Birliğin katılımıyla kurulan federasyon. Magyarország Turáni Szövetség.
Mançuca: Mançurya'da konuşulan bir dil. Bugün ölmek üzeredir.
Mangala: Türklerin 4 000 yıllık zekâ ve strateji oyunu. Türk satrancı.
Masallı: Azerbaycan’da bir şehir. Masallı Rayonunun idarî merkezi.
Manat: Türkmenistan para birimi.
Maral Göl: Azerbaycan’ın dağ göllerinden biri. Deniz seviyesinden yüksekliği 1910 m., yüzölçümü 23 km2.


Meneli Taş: Mangala.
MIAT: Moğolistan Ulusal Hava Yolları (Монголын Иргэний Агаарын Тээвэр).
Milletçi: Milliyetçi (Türkmenistan ve Azerbaycan Oğuzcası).
Milletçilik: Milliyetçilik (Türkmenistan ve Azerbaycan Oğuzcası).
Mu Isamaa (Vatanım): Estonya milli marşı.
Napituca Katliamı: Avrupalıların Amerika'da gerçekleştirdikleri ilk Kızılderili katliamı, 1539. Timucuan (Timukuan) kabilesi soykırımdan geçirilmiştir.
Ninja (忍者): Feodal Japonya'daki ajanlar veya paralı askerler.
Noyan: Başkomutan (Moğolca).
Obruk: Çukur.
Okarı: Yukarı. “Ok”tan gelir.
Ordu: Hakanın oturduğu şehir.
Otaçi: Hekim.
Otamak: Tedavi etmek.
Oy-Urum Atın: Ön Türklerin İstanbul'da kurduğu ilk Devlet (Kazım Mirşan, Anadolu Prototürkleri, 1985, Ankara).
O‛zbekiston Havo Yo‛llari (Uzbekistan Airways): Özbekistan ulusal havayolları şirketi.
Öd: Zaman.
Öge: Aksakal.
Öklü: Bağlı.
Öküz (Ögüz): Eski Türkçe'de deniz. Aegeus>Aegeon>Ege şekline dönüştüğü kabul edilmektedir.
Ötrüm: Müshil (Divan-ı Lügat'it-Türk).Kelepen: Kıpçakça'da cüzzam.
Panturanizm: Bütün Ural-Altay milletlerinin birliğini savunan siyasi görüş.
Pantürkizm: Bütün Türkleri birliğini savunan görüş.
PDC: Personal Digital Cellular. Japon Cep Telefonu Sistemi.
Pervaneci: Osmanlı Devletinde arazi defterlerine bakan görevli.
Pişik: Kedi.
Rezerv (Rezervasyon): Kızılderili toplama kampları. ABD'de, Kızılderililer için oluşturulan kısıtlayıcı yasal yerleşim bölgelerine verilen ad.
Sâ: Sağ (Gagavuz).
Sağrak: Kap.
Samuray (): Eski Japonya'da soylu asker sınıfı için kullanılan bir terim. Samuray, eski Japoncada 'hizmet etmek' manasına gelen "saburau"dan gelmektedir.
Sanduvaç: Bülbül.
Sarığ Kezik: Sarılık (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Sarığ Suv: Ödem (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Sarısu: Azerbaycan'ın en büyük gölü.
Sau: Sağ (Karaçay Kıpçakçası, Kumuk Kıpçakçası, Kazak Kıpçakçası, Tatar).
Sav: Karay Kıpçakçasında sağ.
Savuşmak: İyileşmek (TDK).
Savuşturmak: Tedavi etmek.
Savuşturu: Tedavi.
Savuşturucu: Hekim.
Savuşturuvcu: Karay Kıpçakçasında hekim.
Say Kanunu: "Her arz kendi talebini yaratır"
Sayrı: Hasta.
Sekendiz: Satürn.
Sekizaýak: Ahtapot.
Sermaye: Mal üretmek için kullanılan makine, fabrika gibi fiziksel araçlar.
Ses Bilimi: Fonetik, savtiyyât.
Sınık: Kırık. Eski Türkçedeki "sımak/sınmak"tan (kırmak) gelir.
Sırça: Cam.
Sıtma: Malarya. Isıtmadan gelir.
Sibek: Değirmen taşının üzerinde döndüğü küçük kazık.
Som: Özbekistan para birimi.
Soo: Sağ  (Tuva, Hakas, Çuvaş).
Sökel: Hasta.
Sökellik: Hastalık.
Söz dizimi: Sentaks.
Sudoku (数独,): Japonca Suuji wa dokishin ni kagiru"nun (Sayılar tek olmalı) kısaltmasıdır. Amaç dokuzar hücreden oluşan 9 eşit kutuya bölünmüş bir alan üzerinde sayıları tekrar etmeyecek şekilde dizmektir.
Sungulza: Kıpçakçada neşter.
Supaşkar: Çuvaşistan'ın başkenti.
Sü Başı: Ordu komutanı.
Sükül: Siğil (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Sümerler: Mezopotamya'da ilk Devleti kuran topluluk. Muazzez İlmiye Çığ'a göre Sümerler bir Türk boyudur. Sümerlerin anavatanının Türkmenistan olduğu kabul edilmektedir.
Sümük: Kemik (Azerbaycan Oğuzcası).
Şarampol: Kara yollarının kenarında yol düzeyinden aşağıda kalan bölüm. Macarca "sorompó"dan (engel, bariyer) gelir.
Şeki (Şəki): Azerbaycan’da bir şehir. Bakü’nün 370 km kuzeybatısında, Büyük Kafkas Dağlarının güney yamaçlarında yer almaktadır.


Şoşoniler: Idaho, Kaliforniya, Nevada, Oregon, Utah ve Wyoming eyaletlerinde yaşayan Kızılderili halkı.
Şölen: Ziyafet. Hükümdarlara özgü törensel yemek. Moğolca "şölü"den (çorba) gelir.
Taebaek Dağları (태백산맥): Kore Yarımadasının omurgasını oluşturur. En yüksek noktası Seoraksan Tepesidir (1708 m.).
Tallin: Estonya'nın başkentidir.


Tamgacı (Tamgaçı): Mühürdar, vergi memuru.
Tapmaq: Bulmak (Azerbaycan Oğuzcası).
Tapug: İbadet.
Tartu: Estonya'nın ikinci büyük şehridir.
Tau (Tağ): Eski Türkçede dağ.
Tenge: Kazakistan para birimi.
Tepik: Tekme.
Ter: Ücret.
Tigin: Kağan çocuklarına verilen idari unvan.
Tin: Ruh.
Tirig: Direk.
Tirsek: Arpacık hastalığı (Divan-ı Lügat'it-Türk).
TMB: Türk Müzik Birliği. tüm Türk cumhuriyetlerinin şarkılarını, türkülerini bir arada toplayan bir televizyon kanalıdır.
Tokuz Korgool: Mangala (Kırgız Kıpçakçası).
Tokuzyüz Er Başı: Askeri bir unvan.
Toplum Bilimi: Sosyoloji.
Toplum Mühendisliği: Toplumsal psikolojik bilinç mimarlığı faaliyeti.
Törökvár: Macarcada Türk Kalesi anlamına gelir. Macaristan'ın Babofça köyünde yer alır. Osmanlı Devletinin Macaristan’ ı fethi sırasında önemli bir sınır kalesi olmuştur.
TPU: Tartu Pedagoji Üniversitesi.
Transnasyonel Türkçülük: Ulus Üstü Türkçülük.
Tsunami (津波): Denizin yüzünde çok büyük ölçüde karışıklıkların ya da denizaltı depremlerinin ortaya çıkardığı, çok uzun deniz dalgası (Japonca).
Tugrik: Moğolistan para birimi.
Tuğra (Tuğrağ): Osmanlı Devletinde padişahın adının ve lakabının yazılı bulunduğu alâmet, imza.
Tulpar Havayolları: Merkezi Kazakistan'da olan bir havayolu şirketidir.
Turan: İlk defa İranlıların ulusal destanı Şehnamede Türklerin Orta Asya'daki yurtları anlamında zikredilmiştir. Modern anlamda Turan Ural-Altay Milletleri Birliğidir.
Turancılık: Bütün Ural-Altay milletlerinin birliğini savunan siyasi görüş. Turancılık ilk olarak Koreliler, Japonlar, Macarlar, Finler,Estonlar ve Rusya içindeki Fin-Ugor kavimleri ile beraber Tunguzlar, Moğollar ve Türklerin bir araya getirilmesi olarak ortaya çıkmıştır. Modern Turancılığın kurucusu Fin Mathias Alexander Castren'dir. Günümüzde Turancılığın en güçlü olduğu ülke Macaristan'dır.  Turancı hareketler, küresel emperyalizmin küçük devletleri ve ulusları köleleştirmesine açıktan karşı çıkmaktadır. Nitekim Macar Jobbik Partisinin sloganlarından birisi "Kimentek A Tankok, Bejöttek A Bankok"dur (Tanklar gitti, banklar/bankalar geldi).
Turku: Finlandiya'da bir sahil şehri. Günümüz Fincesinde pazar yeri anlamına gelir. Ülkenin üçüncü büyük şehridir.
Turpan: Doğu Türkistan'da Sincan Uygur Özerk Bölgesinde bir çökelti havza.
Tutuk: Askeri vali.
Tuva Türkçesi (Тыва дыл): Tuva Cumhuriyetinde ve Moğolistan'da konuşulur. Eskicil özellikler gösterir.
Türk Akademisi: Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in öncülüğüyle 25 Mayıs 2010 tarihinde Asatana'da ilmi araştırma merkezi Türk Akademisi A.Ş. olarak faaliyete geçmiştir.
Türkçülük: Bütün Türklerin tek vatanda ve tek bayrak altında birleştirilmesi düşüncesi.
Türkistan: Güney Kazakistan'da bir şehir.
Türk Keneşi: 3 Ekim 2009'da Nahçıvan'da imzalanan Nahçıvan Anlaşması ile, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye arasında kurulmuş olan uluslararası örgüttür.
Türklük Bilimi: Türkoloji.
Türkmenhowaýollary: Türkmenistan'ın ulusal havayolu şirketi.
TÜRKPA: Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi.
Türkvizyon: Her yıl Türk Dünyası ülkeleri arasında düzenlenen ilk ve tek şarkı yarışması.
Uçguk: Nezle (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Udhuz: Uyuz (Divan-ı Lügat'it-Türk).
Ulamak: Eriştirmek, aşı yapmak (ağaç), uzamak, eklemek (Türkiye Oğuzcası).
Ural: Kazakistan'dan Kuzey kutbuna uzanan dağ oluşumu. Ural kelimesi Türkçedir, "taş kemer" demektir.
Uralistik: Ural dilleri bilimi. Fince, Estonca, Marice, Udmurtça gibi otuz dokuz Ural dilini karşılaştırmalı olarak inceler. Macarcanın aslında Uralik olmayıp, Altayik olduğu iddia edilmektedir. Buna göre Macarların Uralik olduğu tezi Alman antropologları, Rus Komünistleri ve Macar Katolik Klisesi tarafından Macarlar Müslüman Türkler ile birlik olmasın diye yayılmaktadır.
Urungu: Askeri unvan. Savaşçı anlamına gelir.
Uzbekistan Airways (O‛zbekiston Havo Yo‛llari): Özbekistan ulusal havayolları şirketi.
Ülüg: Kısmet.
Ürek (Üreg): Yürek, çok üreyen, kısrak sürüsü, faiz, hızlı.
Üzmek: Koparmak.
Város: Macarca'da şehir. Varoş diye okunur.
Vətən: Yurt.
Von: Güney Kore para birimi.
Yabgu : Türklerde kağandan sonra gelen yönetici.
Yahşi: Hoş.
Yakılmak: Sevgiyle bağlanmak
Yaprak: Bitkilerde solunum, özümlenme gibi olayların oluştuğu klorofilli ve yeşil bölüm. "Yapurgak"tan gelir.
Yaraq: Silah.
Yargan: Yargıç.
Yaz: Kuzey yarım kürede 21 Haziran 23 Eylül, güney yarım kürede 21 Aralık 21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi. “Yay”dan gelir.
Yazmak: Sermek. “Yaymak”tan gelir.
Yen (¥): Japonya para birimi.
Yenil: Hafif.
Yerdeş: Hemşehri.
Yertinç: Dünya.
Yığlamak: Ağlamak.
Yincü Öküz: Oğuzcada Seyhun. Tanrı Dağlarında doğar, Aral Gölüne dökülür.
Yolak: Su yolu.
Yok: Leke.
Yörek: Yörgek ya da yörük. Çocuğun düşmemesi için beşiğe bağlanan ip.
Yörük : Türkmen boylarına verilen isim.
Yuki Soykırımı: 1854-1864 yılları arasında Kaliforniya yerleşimcileri tarafından Yuki Kızılderililerine uygulanmıştır. 10 000 Yuki Kızılderilisi öldürülmüştür. 1854 yılında 20 000 Yuki yalarken günümüzde 85 Yuki yaşamaktadır.
Zarafat Eləmək: Şaka yapmak (Azerbaycan Oğuzcası).
Zəng Eləmək: Telefon etmek (Azerbaycan Oğuzcası).
Ziggurat: Çok katlı Sümer tapınağı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder